Münih Eğitim Ataşeliği

Türk Gençlerinin Alman Eğitim Sistemindeki durumu hakkında Spiegel Dergisi´nde yer alan makale

Türk Gençlerinin Alman Eğitim Sistemindeki durumu hakkında Spiegel Dergisi´nde yer alan makale

Türk Gençlerinin Alman Eğitim Sistemindeki durumu hakkında 13.7.17 tarihli Spiegel Dergisi´nde yer alan makale Prof. Dr. Mustafa Gencer´ tarafından Türkçeleştirilmiştir. İlgili Makalenin çevirisi  ilginize sunulur.

 

Entegrasyon

 

Almanya‘dakiTürk öğrencilernedenbaşarısız?

 

Heike Kolvert’inhaberi

 

Almanya’daTürk kökenli öğrenciler, bu ülkede doğmuş olsalar, ilgili anne-babaları olsa ve hırsla çalışsalar dahi Almaneğitim sisteminde  nadiren yükselebiliyorlar.Bu neden böyledir?

Ahmet Özdemir, 42 yaşında, Aachen’de madencilerin yaşadığı bir muhitte büyüdü. ÇocukkenAlman okul sisteminde bir kariyeri zorlaştırabilecek her şeyi vardı: Almanca bilmeyen/konuşmayan Türk anne-baba, alt düzeydeki orta öğretim kurumu Haupschule’ye giden kendinden büyük dört kardeş ve koyu renk saçlar, gözler. “Ben her zaman Türktüm, yabancıydım”diye hatırlıyor.

Özdemir buna rağmen ortadüzeydeki orta öğretim kurumu olan Realschule’ye girmeyi başardı. Ardından Lise mezuniyeti, (Abitur)’u telafi etti ve üniversite okudu, bugün pazarlama menajeri, kitap yazarı ve iki mesleki teknik yüksek okulda öğretim üyesi olarak çalışıyor, anne-babası daha 1960’lı yıllardan beri Almanya’da yaşıyor olmalarına rağmen o halen bir istisna.

Çünkü: Türk göçmenlerin burada büyümüş ve Alman okullarına gitmiş çocuk ve torunları eğitim istatistiklerinde nispeten nadiren parlıyorlar. Okulu tamamlamadan ayrılma daha sık, daha fazla yoksulluk tehdidi altındalar ve ortalamada daha az para kazanıyorlar. Sadece %8’i üniversite öğrenimini tamamlıyor, göçmen kökenli olmayan ailelerde Federal İstatistik Bürosu´na göre üniversite tamamlama oranı% 24.

Türk kökenliler bariz bir şekilde eski Sovyetler Birliği’nden gelen göçmenlerin çocuklarından daha kötü durumdalar ve İtalyan göçmenlerin çocukları kadar da kötüler.

Bu durumun en yaygın açıklaması olarak şu argüman ileri sürülüyor: Türkiye´den göçmen anne-baba ve büyükanne-büyükbaba genellikle yoksul çevrelerden gelme, iyi eğitim alamamışlar ve bu durum yeni nesillere aktarılmış. Kısacası: Anne-babalar okumamış ise bunu çoğunlukla çocukları da yapmıyor. Bunun köken ile ilgisi az.

Fakat araştırmacıların bu ve diğer faktörleri hesaplayabildiklerini söylemeleri ilginç. Örneğin yalnızca, babaları azami Hauptschule mezunu olan çocuklar karşılaştırıldığında resim değişiyor: Bu durumdaki Türk kökenli çocukların %7si üniversite öğrenimini tamamlıyor. Göç geçmişi olmayanlardabu oran % 16.

Göçmenlerin çocuklarının eğitim seviyelerindeki fark zamanlaküçülmekle birlikte tamamen yok olmuyor. Pekibunun sebebi nedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Türkiye’den bir tesisatçı,mutlaka,Alman ikili teknik eğitimi almış bir tesisatçı ile karşılaştırılamaz. Münsterli eğitim araştırmacısı Aladin El-Mafaalani “Almanya’da hemen hemen bütünsanatkar/ustaların okul mezuniyeti var, oysa Türk sanatkar/ustaların çoğunlukla yok” diyor.

Bundan başkaTürk kökenli çocukların okul hayatını zorlaştıran pek çok faktör daha var.

Klişelerin aksine çocuklarını eğitimi hususunda ebeveyn desteği ve iyi niyet eksikliği genellikle yok. 2011 yılında bir araştırma Türk kökenli ebeveynlerin,çocuklarına özellikle sık sık ev ödevlerinde yardımcı olduğunu ortaya çıkardı.

"Babam, kendisi gibi yüksek fırında ateşe karşı çalışmak zorunda kalmamamız için okumamız gerektiğini söyledi hep” diye anlatıyor 40 yaşındaki Aşağı Saksonya Peine’de büyümüş Türk kökenli kimyager Selma Henrichsen. “Ama anne-babam hiç Almanca bilmezdi ve bir insan nasıl okuyacak, bunu da bilmezlerdi.”

İletişim bilimcisi Özdemir de benzer tecrübeleri yaşamış. „Çok aileden duyduk: Hayatınızı kurtarın! Ama ne yapmamız ve bunu nasıl yapmamız gerektiğini söylemiyorlardı“. Alman anne-babaların çocukları ise hangi alanları nerede okuyabileceklerine dair pratik tüyolar alıyorlardı.

Öğretmenlerinçekinceleride Türk kökenli çocukların eğitim düzeyinin düşük kalmasında bir rol oynuyor. Berlinli Entegrasyon Araştırmacıları, öğretmenlerin Türk kökenli öğrencilere daha az güvendiklerini tespit ettiler. Haklarında daha az beklentiye sahip oldukları öğrencilere karşı öğretmenler, daha az önem bahşediyor ve onlara daha seyrek ilgi gösteriyorlar.

Mannheim Üniversitesi bilim adamları, lise matematik dersinde göçmenlik geçmişi olan çocuklara göçmenlik geçmişi olmayançocuklardan daha kötü not verdiklerini ortaya çıkardı.

Ahmet Özdemir öğretmenlerinden yıllarca şunları duyduğunu belirtiyor: “Sen bunu yapamazsın/başaramazsın. Almancayı performans dersi olarak seçmek istediğinde öğretmeni, almamasını söyleyerek, bu yabancılar için Almanca dersi değil demişti. “Bu olumsuz yorumları hep sineye çektim. Ne yapabilirdim ki?” diyen Özdemir,akraba ve arkadaşlarının da benzer deneyimleri olduğunu öğrenmişti.

Selma Henrichsen bir fizik öğretmeninin bir sınıf gezisinde ona koyu saçlarından ötürü daima daha kötü sözlü notları vereceğini söylediğini hatırlıyor: „Bu durumbeni yıllarca meşgul etti, benden çok motivasyon götürdü“diyor.

Sosyoekonomik incelemeler, Türk kökenli azınlığın kendilerini kökenlerinden dolayı diğer göçmen gruplardan çok daha sık ayırımcılığa uğradıklarını hissettiklerini gösterdi. Bu ayrımcılık hissi„iyi entegre olan, böylelikle katılım ve fırsat eşitliğine dair daha yüksek beklentiye sahip ikinci ve üçüncü kuşak için daha fazla geçerli“, diyorTürkiye Araştırmaları ve Entegrasyon Araştırması’ndan Caner Aver. Bu gençler kendi kendilerine şu soruyu soruyorlar: “Bu ne demek oluyor?Ben zaten burada doğdum!

Kendilerine değer verilen ve takdir edilen çocukların öğrenmede başarılı oldukları bilinen bir gerçektir. Onbir Berlin orta okulunda (Sekundarschule) yapılmış bir deney gösterdi ki, eğer Türk ve Arap kökenli öğrenciler daha önce pozitif motive edilirlerse sonrasındaki bir matematik testinde çok daha başarılı oluyorlar.

Buna, Türk kökenli öğrencilerin rol modellerinin olmayışı da ekleniyor. „Başarılı eğitim süreçleri için hep motive eden kişilere ihtiyaç var“, diyenFreiburg’lu sosyolog Albert Scherr, bu motivasyonu verenin amca/dayı, arkadaş, öğretmen veya göçmenlik geçmişi olsun olmasın, kim olduğu ilk planda önemliolmadığını ekliyor.

Pek tabi çocuklar kendilerini çoğu kere kendileriyle aynı deneyimlere sahip yetişkinlerle daha kolay özdeşleştiriyorlar ve bu kesimde daha çok anlayışla karşılaşıyorlar.Almanya çapında kaç öğretmenin göç geçmişinin bulunduğu tespit edilmişdeğil. Bu durumdaki öğretmenlerin nispeten azlığını Almanya Başbakanı Angela Merkel iki yıl önce eleştirmişti.

"Böyle öğretmenler çok dilde ve kültürde büyümenin ne kadar zor olabileceğini genellikle daha iyi anlayabilir," diyor Berlin göçmen kökenli öğretmenler birliğinden Laura Hordoan.

Bütün bunların arkasında, dahaerken yaşta çocukları başarılarına göre tasnif eden bir okul sistemiyatıyor. “Gymnasium’a gitmeyi çok istemiştim” diyor Henrichsen. Fakat oryantasyon aşamasının okul müdürü ile yaptığımız görüşme o kadar tehdit edici ve ürkütücüydü ki,Realschule’ye razı oldum. Belki angaje veliler bu aşamada etkili olabilirdi. “Anne-babam Almanca bilmiyorlardı ki, buna cesaret etsinler” diyor Henrichsen.

Özdemir de Gymnasium için tavsiye almıştı. “Fakat abilerim bunun bana bir beden büyük olduğunu, zaten aşama kaydedemeyeceğimi söylediler”, diye anlatıyor. Yani o da ilk önce Realschule’ye gitmiş. 

 

 

Özdemir ve Henrichsen Abitur yapmış ve üniversite okumuşlar, ikisi de meslekte başarılılar, fakat kendilerini sürekli ispat etmek zorunda olmalarından ve dahası bu durumun okul sonrasında da devam etmesinden şikayetçiler. Yapılan bir araştırma ismi Türk olan gençlerinmeslek hayatına ya da eğitime başlamak istediklerinde daha kötü şanslara sahip olduklarını gösterdi.

Ancak, tüm zorluklara rağmen, "Her yıl, Abitur yapan ya da liseye giden Türk kökenli öğrencilerin oranı artıyor" diyor entegrasyonaraştırmacısı Aver. On yıl önce, burada okula gitmiş tüm Alman-Türklerin yaklaşık % 11’inin Abitur mezuniyeti olurdu. Sekiz yıl sonra bu oran % 16’ya yükseldi, durum iyiye gitmekle birlikte hala büyük eksikliklermevcut.

 

Kaynak:   http://www.spiegel.de/lebenundlernen/schule/integration-warum-schueler-tuerkischer-herkunft-schlecht-abschneiden-a-1152964.html

 

 

 

Menzinger Str. 3 80638 München, Deutschland - 49 89 17 81 911

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.